Angel Şelalesi nerede? Angel Şelalesi kaç metre? Angel Şelalesi özellikleri neler? Bu ve benzeri tüm soruları bir araya getirdik. Amacımız, sizi olağanüstü bir doğa harikası ile tanıştırmak!
Angel Şelalesi Nerede?
Venezuela bölgesinde bulunan Angel Şelalesi, ayrıca Kerepakupai Meru Şelalesi diye de biliniyor. Atlantik Okyanusu’nun kıyısındaki bu şelaleden dökülen sular, Churun Nehrine karışıyor.
Venezuela’nın doğusundaki Canaima Milli Parkı’nda bulunan şelale, ihtişamlı görünümüyle ağızları açık bırakıyor.
Angel Şelalesi Özellikleri
- Dünyadaki en yüksek şelale olan Angel Şelalesi, resmi ölçümlere göre tam 979 metre. (1949 – National Geographic)
- Şelalenin suları tepe noktasından başlayarak tabana doğru 807 metre boyunca serbest düşüş yapıyor. Üstelik hiçbir engele çarpmadan. Şelaleyi benzerlerinden ayıran en önemli özellik bu. En uzun serbest düşüş mesafesi burada tespit edilmiş.
- Sular tabana doğru dökülürken buharlaşıyor ve bulutumsu bir sis meydana geliyor.
- Şelalenin alt tarafında bir göl var. Gölün ucunda, yosun tutan kayalıklardan basamak basamak su akıyor. Carrao Nehri bu sularla besleniyor. Bu gölde yüzülebiliyor. Buraya gelme imkânınız olursa, gölde yüzerek yol yorgunluğunuzu atabilirsiniz. Ne havuz suyundaki gibi klor var, ne deniz suyu gibi tuzlu… Sadece ferahlık ve buz gibi su!
- Venezuela halkı şelaleye ‘Kerepakupai Vena’ adını verirken, İspanyollar ise ‘Salto Angel’ diyor.
- Her yıl ortalama 7,260 mm. Yağmur topluyor.
- UNESCO’nun Dünya Mirasi Listesi’nde bulunuyor. Her yıl yerli ve yabancı turistlerin akınına uğrayan şelale, Venezuela’nın turizm potansiyeline büyük katkı sağlıyor.
Venezuela Angel Şelalesi Ne Zaman Ziyaret Edilir?
Şelale sularının tavan yaptığı aylar Kasım ve Haziran ayları. Bu dönemlerde şelale –tabiri câizse- coşuyor!
Angel Şelalesi’ne ne zaman gidilir? Diye düşünenler, bu nedenle Haziran ve Kasım aylarını tercih etmeli.
Angel Şelalesi Nasıl Keşfedildi?
Venezuela asıllı bir kâşif olan Ernesto Sanchez La Cruz, 1912 yılında bu şelaleyi ilk defa keşfeden kişi olarak tarihe ismini yazdırıyor. Ne var ki Angel Şelalesi’nin dünya çapında ünlenmesi Amerikalı bir Pilot sayesinde oluyor.
Vakit; 1800’lerin sonu… İnsanoğlu, dünyanın başlangıcından itibaren olduğu gibi, yine yeni şeyler keşfetme çabasında. Altın avcıları o zamanda da boş durmuyor. Kısa sürede köşeyi dönmek isteyen birçok kişi, dünyanın dört bir yanına dağılarak altın arıyor.
Jimmie Angel isimli pilot da onlardan biri. Amerikalı pilotJames Crawford Angel, altın bulabilmek için Venezuela taraflarına doğru yolculuğa çıkıyor. Angel Şelalesi’ni de bu seyahat sırasında keşfediyor.
Angel Şelalesi manzarası ile büyülenen Jimmie Angel, bu devâsâ büyüklükteki şelaleyi eşinin ve arkadaşlarının da görmesini istiyor.
Venezuela’nın başkenti Caracas’a (Karakas’a) geri dönüyor. Dağcı bir çift olan Felix Cardona ve karısı Gustavo Henry’yi de ikna ediyor. Yanına kendi eşi Mary’i de alıp tekrar yollara düşüyor.
Daha doğrusu, gelmeye çalışırken talihsiz bir kaza geçiriyorlar. Pilotun kullandığı uçak arızalanıyor ve Auyan Tepesi’nde (Şeytan Kanyonu’nda) mahsur kalıyorlar.
Bataklığın ortasında yapayalnız, koskoca 2 hafta geçiriyorlar. Ormanda hayatta kalmayı başarıyorlar.
Tabii ki bu sırada herkes onları arıyor. Nihayet yoğun arama çalışmaları sonuç veriyor. Günler sonra, aç-susuz bir halde bulunuyorlar. Oradan kurtulup küçük bir kasabaya getiriliyorlar.
İşte onların Şeytan Kanyonu’ndan çıkıp böyle zorlu bir şekilde yaşam mücadelesi vermesi, sonunda bu mücadeleyi kazanması halk arasında bir efsaneye dönüştürülüyor.
Jimmie Angel adlı pilot, toplumda ‘şeytanı mağlup eden insan’ olarak anılmaya başlıyor. Bu yüzden de şelalenin adı ‘Angel’ (Melek) Şelalesi oluyor.
Angel Jimmie, yıllar sonra bir uçak kazası geçiriyor ve 1956 yılında hayatını kaybediyor. Cesedinin külleri şelaleye dağıtılıyor. Burada altın bulan oldu mu? Meçhul…
1939 tarihli Venezuela devlet haritasında da şelalenin bu isimle gösterildiğini biliyoruz. Böylelikle Angel Şelalesi’nin adı, o yıl resmiyet kazanmış.
Peki Jimmie Angel’ın uçağına ne oldu dersiniz? İnanması güç ama, 33 yıl ormanlık alanda öylece durmuş. 33 yıl sonra, bulunduğu bölgeden kaldırılıp Maracay’da yer alan Aviation Müzesi’ne götürülmüş. Hâlâ orada sergileniyor.
Sonuç olarak Angel Şelalesi Venezuela sınırlarında keşfedilmesi gereken eşsiz bir doğal güzellik. Resimleri bile bu güzelliğe âşık olmamız için yetiyor da artıyor!
Evet; biraz ürkütücü ama aynı zamanda göz kamaştırıcı. Çeşitli belgesellere de konu olan bu şelale, sahip olduğu şöhreti fazlasıyla hak ediyor. Umarız, onu yakından görme fırsatına kavuşur, orada mükemmel fotoğraf karelerine imza atarsınız. Şelalenin güzel sesiyle mest olur, tatlı suyundan içersiniz. Angel Şelalesi’nin altında oluşan gölde yüzmenin keyfini çıkarır, zaman zaman burada meydana gelen gökkuşağı manzaralarını yakından görebilirsiniz.
Unutmayın ölmeden önce görülmesi gereken yerler arasındadır !